8 şubat 2018 de tutuklanan ve 5 Aralık 2020 de tahliye edilen Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin yargılama süreci devam ediyor.

Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin asılsız iddialarla tutuksuz yargılandığı terör mahkemesinin 6. duruşması 21 Ocak’ta (bugün) görüldü. Terör propagandası mahkemesi bir kez de ertelendi.
Alparslan Kuytul Hocaefendi, duruşma sonrası adliye önünde bekleyen sevenleri için açıklama da bulundu.
Açıklama şu şekilde;

Bu Nasıl Bir Rezalettir?

” Devlet böyle olmaz. Kendi milletiyle, kendi vatandaşıyla alay etmez. Bugün (21 Ocak 2020) mütalaa verilecekti. Bu uzatılan 6. Duruşmaydı. Yoktan, küçük sebeplerle bugüne gelinmişti. Bu yetmedi dün mesai saati bitimine 5 dakika kala (5’e 5 kala) Antep’ten ve Malatya’dan 2 vatandaş; ‘şu konuşmalarında suç içerdiğini düşünüyoruz’ diyerek başvuru yapmışlar. Bundan dolayı mahkeme 6. Kez tekrar tehir edildi.

Psikolojik İşkence Devam Ediyor

Açıkça mahkemenin bitmesini istemiyorlar. Biz size böyle işkence yapacağız diyorlar. Psikolojik işkence yapmaya çalışıyorlar. Hapishane de beni 400 gün bir odaya kapatarak işkence ve zulüm yaptıkları yetmemiş gibi psikolojik işkenceyle bunu zulmü devam ettiriyorlar.

Bu Resmen Tiyatrodur

Allah güçlülere gücü, güçsüzlere zulüm etsin diye mi veriyor? Yetkililerin yapması gereken bu mudur? Efendim yetkililer mi yapıyor derseniz, siz bunu benim külahıma anlatın. Dün mesai saatinin bitimine 5 dakika kala 2 vatandaş başvuru yaptı öyle mi? Çocuk mu kandırıyorsunuz?

Devlet böyle olmaz. Devlet kendi vatandaşıyla alay etmez. Kendi vatandaşına zulmetmez! Allah size bu gücü zulmedesiniz ya da insanlarla alay edin, işkence yapın diye mi verdi?

Dosyada bir şey olmadığını, bu davanın sonucunun beraat olduğunu çok iyi biliyorlar. Beraat olmasın diye uzattıkça uzatıyorlar.

Hatırlarsanız bu dosya önce 6 konuşmadan ibaretti: 6 konuşma !..

  • Sonra bu 6 konuşmaya cevap verdim ondan sonraki celsede bitmesi lazımdı.
  • Ondan sonraki celsede bir bahaneyle uzatıldı. Cezaevindeyken beni mahkemeye bile çağırmadılar.
  • Ondan sonraki mahkemede bir konuşma daha ilave ettiler, onun da cevabını verdim.
  • Ondan sonraki mahkemede yine bir şey bahane ederek tekrar uzattılar.
  • Ondan sonraki mahkemede 13 konuşma daha önüme koydular.

Bu yapılanlarla ilgili her gün internet ortamında ve başka türlü meşru yollarla mücadele yapmaya devam edeceğiz. Uzattıklarına pişman olacaklar. Duymayanlarda duyacak, tanımayanlar da tanıyacak.

İftiralar Bizi Yıldıramaz

Bu vicdansızlar, şayet bir tane suç bulabilseler, bir konuşma da FETÖ ye yardım ya da propagandası, PKK propagandası olan bir cümle olsa böyle yapmazlar ve en ağır cezayı verirler. Binlerce konuşmanın içerisinden arıyorlar arıyorlar ama bir cümle bulamıyorlar. “Madem ki bir suç bulamıyoruz. Madem ki beraat edecek hiç olmazsa beraatı engelleyelim” diyorlar. Allah’a hesabını vereceksiniz.

Kıyamet Günü İki Elim İki Yakanızda Olacak

Ey bir taraflardan telefon açanlar! Şöyle şöyle yapacaksınız diye talimatlar gönderenler! Ben, Kimsiniz? Neyin nesisiniz? bilmiyorum. Tahmin ediyorum ama şahsınızı tanımıyorum. Ama Allah sizi tanıyor. Melekleri yazıyor.

Zalimler Allah’a Hesap Verecek

Onlar ceza aldırmaya çalışıyorlar. Ceza alamasa bile hiç olmazsa uzasın işkence olsun diyorlar. Kıyamet gününde de bizde aynısını Rabbimizden isteyeceğiz. “Ya Rabbi! Bunlara ceza ver. Ya Rabbi!” Bu yaptıklarını sen biliyorsun. Ya Rabbi! onlara işkenceyi uzat” diyeceğiz.  Sen madem ki uzatmaya çalışıyorsun. Bende senin için aynısını Rabbimden isteyeceğim.

İstediğini Yapma Kudreti Sadece Allah’ındır

Allah bunların hesabında yok. Hiçbir zaman da hesaplarında olmadı. Akılları sıra “devlet gücü elimizde biz istediğimizi yaparız” diyorlar. İstediğini yapma kudreti sadece Allah’ta vardır. Bütün güçlüler eninde sonunda gücünü, saltanatını kaybeder ve Allah katında da hesabını verir. Belki bir kısmı bu dünyada da mahkemelerde hesabını verir. Ama bu dünya da vermese bile biz ahirete iman ettiğimiz için, sonunda ahirette hesabını vereceğine adımız gibi eminiz.

Rabbimizden niyazımız; yaptıkları elbette yanlarına kalmayacak ve Allah Azze ve Celle onlar nasıl, ne kadar zulmettilerse o kadar cezalarını versin istiyoruz.

Sizin ve bu zulmü yapanların şunu bilmesini istiyorum: “Bu meselenin peşini bırakmayacağız. Bugünden itibaren onları bu yaptıklarına pişman edeceğiz. Bu yaptıklarını bütün dünya aleme de duyuracağız.”  

Nasıl bir ülke olduk, Ne hale geldik?

Hâkim bile şaşkın. Ne yapacağını bilemez vaziyette. Kaç defa dedi: “Son dakika da böyle yaptılar. Benim elimden gelen bir şey yok. Ben mecburum, bunu da dosyaya ekleyelim mi eklemeyelim mi diye incelemek zorundayım. Bu işin usulü bu. Dolayısıyla benden kaynaklanan bir şey yok yani” demek istedi. Mahkemede bir an evvel bitirmek istiyor. Mahkemede yıldı usandı. İçinde bir şey yok. Görüyorlar.

Temize çıkmamızı istemeyenler; sürekli böyle bir leke üzerimizde kalsın, beraat olmasın ve diğer dosyaları da etkiler diye korkuyorlar. Diğer dosyaları etkilemesin. Vallahi bu şekilde her bir mahkeme de bir konuşma ekleyecek olurlarsa bu binlerce sene sürer. Benim bir sürü konuşmam var. Ama hiç birisinde bir terör örgütünü öven cümle bulamazsınız.

Ben ne yaptım? Ben sadece “Emri bil ma’ruf nehyi anil münker” prensibinin gereğini yapıyorum. Yanlışları eleştirmek benim bir Müslüman olarak vazifem. Yanlışa yanlış demek zorundayım. İyiliği, doğruyu söylemek zorundayım. Benim yaptığım bundan ibaret.

Bu işi yapanlar diyorlar ki “Sen bizim yanlışlarımızı eleştiremezsin. Sen bize doğruyu söyleyemezsin. Sen devlet meselelerinde Kur’an’a ve Sünnete göre konuşamazsın. Devleti biz idare ederiz. Allah’ta gökleri idare etsin” diyorlar. Dini devlete karıştırma. Dini siyasî meselelere karıştırma. Sen dini açıdan siyasi yorumlar yapıyorsun. Evet yapıyorum.

Din Niçin Gelmiştir?

Din; Ahiret için değil, dünya için, dünyada ki meseleleri yönlendirmek için geldi.

Allah Azze ve Celle bu dini; ‘yalnız namaz kılalım, oruç tutalım diye göndermedi. Bütün meselelerde dini bir bakışla meseleleri ortaya koyalım, dini bir bakışla Allah’ın gönderdiği esaslara göre davranalım diye’ gönderdi.

Siyasî konulara dini karıştırmak istemiyorlar. Allah’ı karıştırmayanlar, hocayı mı karıştıracaklar. Allah’ı yeryüzüne karıştırmıyorlar. Adeta Allah’a diyorlar ki “Ya Rabbi! Sen gökleri idare et. Sen tabiat olaylarını idare et. Dünya’yı, devleti ve toplumu idare etmekte bizim işimiz.” Allah senin hizmetçin mi? Allah tabiatı idare edecek, senin rızkını gönderecek, ondan sonra da hiçbir şeye karışmayacak. O zaman bu kitabı niye gönderdi? Bu peygamberi niye gönderdi?

Nasıl bir Allah’a inanıyorlar? Gökleri idare eden yeryüzüne karışmayan, tabiatı idare eden insana karışmayan. Allah’a bile vermedikleri yetkiyi bana verirler mi? İşte vermiyorlar. Bütün mesele bundan ibarettir.

“Kur’an’a ve sünnete göre birtakım meselelerde siyasi analizler yaptığım zaman, Kur’an’î bir bakışla tavır ortaya koyduğum zaman sen dini devlet işlerine karıştırıyorsun” diyorlar. Allah bu dini niye gönderdi? Zaten Allah bu dini bunun için göndermişti. Bir tek namaz için mi gönderdi? Böyle bir din istiyorlar. Böyle bir hoca istiyorlar. Böyle bir cemaat istiyorlar. Ne din böyle bir dindir. Ne Allah böyle bir Allah’tır. Ne bu cemaat böyle bir cemaattir. Ne de ben böyle bir hocayım.

Kıymetli kardeşlerim desteklerinizden dolayı çok teşekkür ediyorum. Ve bugünden itibaren de bu yapılanları meşru yollarla protesto edeceğimizi buradan dünyaya ilan ediyorum. Herkese çok teşekkürler.”

Tamamını dinlemek için;

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here