Dün gece (21.05.2020) Furkan gönüllüsü birkaç kişinin sosyal mesafe kurallarına dikkat ederek i teravih namazını kılmak istemesi üzerine polis şiddet kullanarak müdahale etmiş ve gözaltına almıştır.

Gaziantep’te de benzer olay yaşanmış ve Furkan gönüllülerine polis zor kullanarak müdahale etmiştir.
Göz altında fiziki işkenceye maruz kalan Furkan Gönüllerinin yakınları olay yerinde bir araya gelince polis alanı abluka altına alarak yine birçok Furkan gönüllüsünü gözaltına almıştır

Olayla ilgili açıklama yapan Semra kuytul Hocahanım hem gündemde yer alan eleştirilere cevap verdi hem de birçok önemli noktaya değindi.
“Ben şunu tekrar hatırlatmak istiyorum. İslam aleminde Müslümanlara öyle bir eziklik psikolojisi yerleştirdiler ki daha zulme uğramadan, zulmü kendine reva gören Müslüman modeli ortaya koydular. Öyle olmamızı istiyorlar. Biz bunu reddediyoruz. Biz bu zulmü kendimize reva görmüyoruz. Bizim canımız kıymetli, bizim malımız kıymetli, bizim bir kardeşimizin saçının teli, tırnağı kıymetli, onlar onlara bunu yaparlarsa biz de buna karşı elimizden gelen meşru tepkimizi verir, sosyal medyada da paylaşırız. Bunu yapanların cezasını bulabilmesi için elimizden gelen gayreti de gösteririz. Çünkü biz Müslümana, kardeşimize kıymet vermenin ve bu ruhun yeniden dirilmesini de istiyoruz. Hakikaten de kıymetli diyoruz. Elimizden geldiğince de zulme karşı durmaya çalışıyoruz. Yüz binler, yüz binler öldüğü için Müslümanlar ölmeye, zulme uğramaya, mallarının ellerinden alınmasına alışmışlar. Öyle olunca ‘alışmışlık psikolojisiyle’ böyle şeyler zaten olur düşüncesindeler. Biz buna hiçbir zaman razı olmadık, olmayacağız.” dedi.

Yaşanan olayı farklı taraflara çekerek çeşitli iftiralar atanlara da cevaben şöyle dedi:
“Bildiğimiz kadarıyla göz altında 46 ya da 49 kişi var. Tam bilemiyorum, çıktıklarında anlayacağız. Göz altındalar ve her biri çeşitli darbelere uğradılar. Bu şiddetin bu şekilde yaşanmasını protesto ediyor ve kınıyoruz. Kınamaya devam edeceğiz. Bayan kardeşlerimiz de erkek kardeşlerimizin başına gelen bu duruma tepki vermek için, namaz kılanların darp edildiğini duyunca buraya gelip toplandılar. Kadınıyla, erkeğiyle biz bir aileyiz. Biz bir ümmet olmaya çalışıyoruz. Yaptığımızın yanlış anlaşılmaya çalışıldığını ya da çarpıtılmaya çalışıldığının da farkındayız.
Bizleri provokatörlükle, sosyal medyaya malzeme taşımakla, dini istismar etmekle suçluyorlar. Bunlar gerçekten çok acımasız suçlamalardır.
Dini istismar etme durumu yok dinin izzetini muhafaza etmeye çalışma durumu söz konusudur. Provokatörlük durumu yok. Şiddete karşı izzetli bir duruş gösterme durumu söz konusudur. Sosyal medyaya biz malzeme toplamıyoruz. Maalesef Adana polisi, böyle periyotlarla sosyal medyaya kendisi malzeme veriyor.” dedi.

Açıklamanın tamamı şu şekilde;

Ben akşam teravih saatinden bu yana olayın içerisindeyim. Bu insanlar sadece namaz kılmak istediler.  Ben o esnada olayı görmedim. Beylerden sayıları 10’a yakın kimse namaz kılmak istemiş. Orada çok ciddi bir şekilde şiddete maruz kalma durumu olmuş. Yani sosyal mesafeyse sosyal mesafeye dikkat edilmiş, maskeyse maske takılmış. Böyle bir durumda polisin normal bir uyarı yapması, dağılmalarını müzakere yoluyla söylemesi gerekirdi. Karşıdaki insanlar cani değiller, silahlı değiller, suçlu değiller, sicilleri tertemiz insanlar, Müslüman, namazlı abdestli insanlardır.

Bir arkadaşımız güzel bir benzetme yaparak ‘Moğol saldırısı gibi’ dedi. Gerçekten öyle.

Affedersiniz kullanmak istemiyorum ama hayvanca bir saldırıyla arkadaşlarımıza bunu yapmamış olsalardı, olay bu boyuta taşınmazdı. Şu an sabahın 4’ündeyiz. Arkadaşlarımızın 5 tanesi, biraz önce avukatımızla görüştük durumları ağır ve basit müdahaleyle gideremeyecek bir durumda oldukları için uzman doktora sevk edilmek üzere bekliyorlar. Kimisinin burnu kırılmış, kimisinin gözü tamamen şişmiş, kimisinin ayağında problem var, kırık olma ihtimali var. Polis böyle bir şiddete baş vurmasalardı, olay bu boyuta gelmeyecekti.

Ben şunu tekrar hatırlatmak istiyorum. İslam aleminde Müslümanlara öyle bir eziklik psikolojisi yerleştirdiler ki daha zulme uğramadan, zulmü kendine reva gören Müslüman modeli ortaya koydular. Öyle olmamızı istiyorlar. Biz bunu reddediyoruz. Biz bu zulmü kendimize reva görmüyoruz. Bizim canımız kıymetli, bizim malımız kıymetli, bizim bir kardeşimizin saçının teli, tırnağı kıymetli, onlar onlara bunu yaparlarsa biz de buna karşı elimizden gelen meşru tepkimizi verir, sosyal medyada da paylaşırız. Bunu yapanların cezasını bulabilmesi için elimizden gelen gayreti de gösteririz. Çünkü biz Müslümana, kardeşimize kıymet vermenin ve bu ruhun yeniden dirilmesini de istiyoruz. Hakikaten de kıymetli diyoruz. Elimizden geldiğince de zulme karşı durmaya çalışıyoruz. Yüz binler, yüz binler öldüğü için Müslümanlar ölmeye, zulme uğramaya, mallarının ellerinden alınmasına alışmışlar. Öyle olunca ‘alışmışlık psikolojisiyle’ böyle şeyler zaten olur düşüncesindeler. Biz buna hiçbir zaman razı olmadık, olmayacağız.

Bildiğimiz kadarıyla göz altında 46 ya da 49 kişi var. Tam bilemiyorum, çıktıklarında anlayacağız. Göz altındalar ve her biri çeşitli darbelere uğradılar. Bu şiddetin bu şekilde yaşanmasını protesto ediyor ve kınıyoruz. Kınamaya devam edeceğiz. Bayan kardeşlerimiz de erkek kardeşlerimizin başına gelen bu duruma tepki vermek için, namaz kılanların darp edildiğini duyunca buraya gelip toplandılar. Kadınıyla, erkeğiyle biz bir aileyiz. Biz bir ümmet olmaya çalışıyoruz. Yaptığımızın yanlış anlaşılmaya çalışıldığını ya da çarpıtılmaya çalışıldığının da farkındayız.

Bizleri provokatörlükle, sosyal medyaya malzeme taşımakla, dini istismar etmekle suçluyorlar. Bunlar gerçekten çok acımasız suçlamalardır.

Dini istismar etme durumu yok dinin izzetini muhafaza etmeye çalışma durumu söz konusudur. Provokatörlük durumu yok. Şiddete karşı izzetli bir duruş gösterme durumu söz konusudur. Sosyal medyaya biz malzeme toplamıyoruz. Maalesef Adana polisi, böyle periyotlarla sosyal medyaya kendisi malzeme veriyor. Yani dolayısıyla nereden bakarsanız olay; onların tarafı doğruymuş gibi görünüyor ama ben samimi ya da normal bir şekilde bakan herkesin bu olayın arkasındaki mağduriyeti anlayacağını inanıyorum. Halkımızın vicdanına da bunu sunmak için elimizden geleni yapacağız. Bu iş nereye kadar gidecekse gider. Biz kardeşlerimize de sahip çıkarız, namazımıza da camimize da sahip çıkarız. Bu şiddeti yapmayacaklardı, bunu yaptılar. Bu böyle kalmamalıydı ve şu anda da kalmadı. Şu anda bakın, isterseniz çekebilirsiniz, evimizin bulunduğu mahalleyi ablukaya alıyorlar. Şu anda evimizin dört bir taraf kapatılıyor. Bu şekilde hem bizi baskılamaya hem de mahalle sakinlerinin rahatsız olup bize baskı yapmasını sağlamaya çalışıyorlar. Bunlar adım adım ilerleyen ve gerçekten bir topluma korku salma yöntemleridir. Bunların tedbir kapsamında, emniyet güvenlik kapsamında yapıldığını söyleseler de biz onların bu dediğine inanmıyoruz. Bunlar tamamen baskılama yöntemleridir.

Sen misin namaz kılmaya kalkan?  Sen misin toplu namaz kılmak isteyen? Camide namaz kılamazsınız dediler. (Furkan Haber’de çıkan ilk bilgide caminin avlusunda kılmaya çalıştılar şeklinde, hayır öyle bir şey yok caminin avlusuna hiç giremediler bile yanlış anlaşılma var orada da) caminin avlusuna giremezsiniz, parka giremezsin zaten. Cami parkın içinde, önce parktan geçmeleri gerekiyor. Parka bile giremediler kaldırımda 5-6 kişi yan yana gelmiş ve sosyal mesafe de var.

Bunu yapmayacaklardı, yaptılar. Bizde bunun altında kalma durumunda değiliz, sahip çıkacağız. Namazımıza da camimize de kardeşlerimize de sahip çıkacağız. Bayanlar olarak biz de erkek kardeşlerimizin sonuna kadar arkasındayız. Bu dava hepimizin davası, varlığımızı gösteriyoruz. Karanlık olduğu için görünmüyor ama şu an da burada yüzlerce insan var.

Mahallemizin her tarafı da polisler tarafından, çevik kuvvet tarafından tutulmuş vaziyette… Şu anda Adana’nın merkez bir mahallesi abluka altında… Neymiş efendim, neden namaz kıldınız, Neden namaz kılan insana polisin şiddet uygulamasına karşı çıktınız? Neden bunu yaptınız? diye sorulduğu için, şu anda Adana’nın merkez mahallelerinden olan Reşatbey mahallesi polis ablukası altında… Girişler çıkışlar kapatılmış vaziyette…

Türkiye ne günlere gelmiş, halkımızın bunu artık anlaması lazım. İnşallah Müslümanların uyanışına vesile olur. Olayımızı takip eden herkese selam ediyorum. Olayı tarafsız ve doğru bir şekilde algılamaya çalışırlarsa, bize hak vereceklerini umut ediyorum. Ön yargılı bakışlarla bir yere varılmaz. İnşallah bizi anlama niyetiyle dinlerler, derdimizi anlamaya çalışırlar. Bizim bir derdimiz var. Bunu kamuoyunun anlamasını ümit ediyorum. Allah razı olsun.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here