Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin mahkemesine günler kala “8 Kasım’a Kadar Her gün Canlı Yayın” etkinliği kapsamında Adana’nın farklı mahallelerinde ‘Alparslan Kuytul’a Destek’ programları yapılmaktadır. Dün de Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin Adana Reşatbey Caddesi’nde bulunan evinde özel program yapıldı.
‘Ailesinin dilinden Alparslan Kuytul’ programına Hocaefedi’ninin eşi, çocukları, 89 yaşında ki annesi, abileri, ablaları ve yeğenleri katıldı.
Bilindiği üzere Hocaefendi, 30 Ocak tutukluluk sürecinden önce her Salı günü akrabalarına özel İslami dersler yapmaktaydı. Hocaefendi, yıllarca talebelerine akrabalarla ilgilenmenin, onlara islamı anlatmanın önemini anlatmış ve biz talebelerine de bu noktada büyük örneklik teşkil etmiştir. Ayrıca akrabalarına yapmış olduğu dersler büyük hayırlara vesile olmuş, Hocaefendi bu zorlu süreçte akrabalarından da büyük destek görmüştür.
Program, sunucunun Alparslan Kuytul Hocaefendin’nin mütevazı evine girmesi ve 89 yaşındaki hasta annesini ziyaret etmesiyle başladı. Hocaefendi’nin annesinin ilk sözleri ‘Alparslan oğlumu yanıma getirin bana. ‘oldu. Bu sözler sunucu da dâhil programa katılan herkese derin hissiyatlar yaşattı.
Daha sonra programın yapılacağı evin salonuna geçildi. Sunucu, katılımcılara 30 Ocaktan bu yana süreci nasıl geçirdiklerini ve bu durumun üzerlerinde nasıl etki oluşturduğunu sordu. Akrabaları, Hocaefendi’nin terör örgütü propagandası yapma ve dolandırıcılık suçlamalarını asla hazmedemediklerini söylediler. Hocamızın abisi Rüstem Kuytul, terör örgütü suçlamalarıyla ilgili tepkilerini şu sözlerle dile getirdi;
“Alparslan çocukluğundan beri her konuda kendisini disiplinli bir şekilde yetiştirmeye çalışmıştır. Ülkesine vatanına hayırlı olabilmek için elinden geleni yapmaya çalışmıştır. Kardeşim devlete zarar verecek hiçbir oluşumun içinde bulunmamıştır. Sadece terörle değil her türlü kötülükle Allah rızası için mücadele etmiştir. Onun çizgisi belli, bu kadar işkenceye rağmen çıktıktan sonra da aynen topluma hizmet etmeye devam edecektir. Benim vakıfla hiçbir ilgim yok ama gördüğüm kadarıyla vakfa gidip gelen gençlere bakıyorum; aldıkları milli ve islami bir şuurla terörden uzaklaştıklarını görüyorum. Çeşitli kurumlardan gelen raporları okuyunca zaten terörle ilişkili olmadığı aksine gençlerin terörizme edilmesine karşı olup uyardığını gördüm. Kendisinin en çok karşı olduğu bir şeyle suçlanması anlaşılacak bir şey değildir. “
Dolandırıcılık suçlaması ile ilgili de Hocaefendi’nin ablası Fatma Hanım şu sözleri söyledi;
“Alparslan daha ilkokula gitmiyordu. Komşumuzun bahçesinden bir hurma dalı bize sarkmıştı. Babamda Alparslan’ı denemek için ağzını yokladı. ‘Oğlum niye koparmıyorsun’ dedi. ‘Baba o bizim değil başkasının’ dedi. ‘Oğlum dalı bize gelmiş ne fark eder’ dedi. ‘Dalı bizde ama kök onda’ dedi. ‘Boş ver oğlum canın istiyorsa kopar ye kim görecek’ dedi. ‘Baba kimse görmezse Allah görüyor’ dedi. Bu sözler üzerine babam ona sarıldı ve onunla gurur duydu.
Alparslan Lise çağlarındayken pikniğe gitmiştik. Herkes bir şeyler hazırlıyor. Alparslan bir kenarda havaya, suya bakıyor bir düşünce içindeydi. Çağırdık ‘Ne yapıyorsun’ dedik. ‘ Biraz etrafınıza bakın, Allah’ın varlığını ispat edecek o kadar çok şey var ki, derin düşünürseniz her şeyde Allah’ın varlığını görebilirsiniz’ dedi
Çok da dünya malına önem vermeyen bir yapısı vardı hani bir lokma bir hırka misali yani, Aza kanaat eden lüks da gözü olmayan israfı sevmeyen bir yapısı vardı.
Cezaevinde Alparslan kardeşim kendisinin suçlu olmadığını bize anlatmaya çalışıyor, gözleri yaşarıyordu. Ben Alparslan’ı hiç ağlarken görmedim Atılan iftiralar çok ağrına gitmişti. Bize anlatmana gerek yok biz seni zaten biliyoruz, dedik. Ayrıca “şu üzerin de oturduğunuz koltuklar annemin döneminden kalma 50 yıllık koltuklar. Sadece kılıflarını değiştirdik. Evlendiği zaman da değiştirmesi için çok ısrar ettik fakat kendisi bunu asla kabul etmedi. “
Yeğeni Murat Özbek’ de şu sözleri ekledi: “Ben dayımda hep zühdü gördüm. İmkân varken daha aşağıda yaşamak zordur. 50 yıllık kanepede oturmak zordur. Öyle bir insanı bu şekilde suçlamaları benim çok zoruma gitti. “
Yeğeni Tahir Kuytul da şu sözleri söyledi; “Cezaevindeyken onun kıyafetlerini çantadan çıkardığımızda bir hırka gözümüze çarptı. Ahmet amcama hediye edilmiş bir hırkaydı. Alparslan amcam da onun hırkasını kullanıyormuş. Ahmet amcam onu görünce gözleri doldu. Tutukluluğu zamanında giydiği paltoyu, 99 yılında gölcük depremine yardıma gittiği fotoğraflarda yine üstünde görüyoruz. Dolandırıcılıkla suçlanan bir insanın 35 yıldır aynı kıyafetleri giymesi çok ağırımıza gidiyor.
Semra Kuytul Hocahanım’ da Hocaefendi’nin şu yönlerine dikkat çekti; “16 yıllık eşim. Zühde verdiği önemi ben de biliyorum. İsrafa çok dikkat ederdi. Vakfın parasına asla el sürmedi. Bir kuruşun bile hesabını yapar, hakka hakkaniyete önem verirdi. Bunu bilmeme rağmen ilk görüşte bana şunu söyledi.’ baskın günü çantasında az bir miktar para vardı. O paranın 300 lirası bizim değil. Fakirler için ayırmıştım onu, sakın karıştırma ihtiyacı olana ver’ dedi
Yeğeni Yavuz Kuytul: “Amcamın vakıftaki odasına girdim. Hava kararmak üzere amcamın odasında küçük bir lamba yanıyordu. ‘Amca gözün bozulacak niye bu kadar az ışıkta okuyorsun, öbür ışıkları da yak’ dedim. ‘O zaman çok yanıyor vakfın parası harcanmasın ‘ dedi
Hocaefendi’nin hiç bilinmeyen yönlerinin ele alındığı özel program, sosyal medya takipçileri tarafından da yoğun ilgi gördü. Canlı yayın esnasında açılan #AlparslanHocamınEvindenCanlı etiketine, binlerce kişi katılarak paylaşımlarda bulundu.
Program boyunca Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin mütevazı evi ve onurlu yaşantısı, alçakça kumpas hazırlayan tüm iftiracılara iyi bir cevap oldu. Hocaefendi’nin akrabaları, program boyunca duygusal anlar yaşayıp programı izleyenlere de yaşamış oldukları acıları, derinden hissettirdi. Ayrıca Hocaefendi’nin beraat edileceğine inandıklarını ve HOCAEFENDİ’NİN ZATEN GÖNÜLLERDE BERAAT OLMUŞ BİRİ OLDUĞUNU vurguladılar.