Her Cuma Tefsir Dersi sonrası ve yaptığı konferanslarda kendisine yöneltilen soruları cevaplayan Alparslan Kuytul Hocaefendi, gündeme dair önemli analizlerde bulundu.

Alparslan Kuytul Hocaefendi Türkiye’de sandığa gidilmesine az bir süre kala Referandum ve laiklik konuları hakkında önemli açıklamalarda bulunmuştu. Hocaefendi’nin analizlerinden bazı satır başları şöyle: 

Referandumda oy kullanmayacağınızı ifade etmiştiniz. Bunun,‘Hayır’ oyu verecek tarafın işine yarayacağını söyleyenlere cevabımız ne olmalıdır?

‘HAYIR’ YA DA ‘EVET’ TARAFINA DESTEK VERİYOR DEĞİLİZ

‘Hayır’ ya da ‘Evet’ tarafına destek veriyor değiliz. Biz, yapılan değişikliğin, temelde sadece Cumhurbaşkanı’nın yetkileri ile ilgili olmasını doğru bulmuyoruz. Aslında yapılması gereken değişiklik; laik rejimin değişmesi, haramların kaldırılması ve kanun çıkarılırken bundan böyle Kur’an’ın referans alınmasıdır. Bu olmadıktan sonra, Cumhurbaşkanı’na daha fazla yetki verilmesi neyi çözecektir? Cumhurbaşkanı laikliği tavsiye ettikten ve anayasada laiklik devam ettikten sonra ben ‘evet’ diyemem. Yapılan anayasa değişikliğinin bazı doğruları olabilir, o yüzden ‘hayır’ da demem. Sonuçta her ikisi de benim istediğimi gerçekleştirmiyor. O zaman ben neden taraf olayım? Evet de deseniz toplumun yüzde 50’sini karşınıza almış olacaksınız,hayır da deseniz geri kalan yüzde 50’sini karşınıza almış olacaksınız. O zaman ben neden milyonlarca insanı karşıma alayım?

Müslüman olarak bizim istediğimiz şey; Allah’ın dünyasında Allah’ın dediğinin olmasıdır. Yapılan bu anayasa değişikliği ile bundan sonrasında ülkemizde Allah’ın dediği yine olmayacaktır. Bizim baktığımız en önemli nokta budur. İman da budur, La İlahe İllallah’ın manası da budur. Allah’tan başka ilah (hükmeden, itaat edilecek makam) yoktur. Dolayısıyla Allah’tan başkası mutlak otorite olarak görülmeyecektir. Allah bir şey dediği zaman başkaları ona aykırı bir şey diyemeyecektir. Bu olmadıktan sonra Cumhurbaşkanı şu yetkilere sahip olmuş ya da olmamış, bunlar çok bir şey ifade etmez. Bu köklü bir değişim değildir, çünkü rejim aynı temeller üzerindedir. Temelde bir değişiklik yoktur. Bizim istediğimiz, temelin değişmesidir. Bu olmadıktan sonra bizim ‘Evet’ dememiz mümkün değildir. ‘Hayır’ diyerek de bazı güzel olumlu değişiklikler varsa onlara da karşı gelmek istemeyiz. Dolayısıyla bu meselede oy kullanmamayı tercih ediyoruz.1

Kaynak

1- https://www.tvfurkan.com/referandumda-oy-kullanmayacaginizi-ifade-etmistiniz-bunun-hayir-oyu-verecek-tarafin-isine-yarayacagini-soyleyenlere-cevabimiz-ne-olmalidir_ce7056632.html

Bazı AKP’liler “CHP laikliği kötü yönde kullandı ve zulüm yaptı, AKP ise doğru uyguluyor” şeklinde düşünüyorlar. Bunlara ne demeliyiz?

LAİKLİĞİN KÖKÜ YANLIŞ!

Laikliğin iyisi kötüsü mü olur? Belki biraz katısı, biraz daha ılımlısı olur. Diyelim ki ılımlı laikliği uyguladınız, bu laiklik güzel demek midir? Katı laiklik kötü, ılımlı laiklik iyi mi? Katı laiklik nedir? Katı laiklik; dine düşmanlık yapma tarzında olan, bazı dönemlerde camileri ahıra çeviren, başörtüsü düşmanlığı yapan, dindarlara zulmeden bir laikliktir. Diyelim ki din düşmanlığı yapmıyorsunuz, zulmetmiyorsunuz, camileri ahıra çevirmiyor, başörtüsünü de yasaklamıyorsunuz. Böyle olunca laiklik doğru mu oluyor? Laikliğin kökü yanlış! Laiklik; ‘Din ayrı devlet ayrı’, ‘Allah, devlete karışmaz’ diyor, hâlbuki ‘Allah herkese karışır.’ İslam dini, dünyaya hükmetmek için gönderilmiştir. İslam, kendisine hükmedilmesini kabul etmez.’ Laiklik insanı ilahlaştırmakta ve ‘İnsan hükmedecek ama Allah hükmetmeyecek’ demektedir. İnsan Allah’tan daha mı yetkilidir, daha mı ilim sahibidir, daha mı hak sahibidir?

İSLAM HAKİMİYETTEN BAŞKA BİR ŞEY KABUL ETMEZ

‘CHP laikliği kötü şekilde uyguladı, biz güzel şekilde uygulayacağız’ diyorlar. Böyle düşünenler İslam’ı anlamamış kimselerdir. İslam sadece katı laikliği değil laikliğin kendisini kabul etmiyor. Kur’an’ın hükümleri var. Allah bu hükümleri kıyamete kadar uygulansın diye gönderdi ama laiklik bunu kabul etmez. Dolayısıyla İslam da onu kabul edemez. İslam üstündür, kendisine üstün gelinmesini kabul etmez. İslam, hakimiyetten başka bir şeyi kabul etmez. Mesele budur.

Şirkin kendisi en büyük zulümdür. Kur’an buyuruyor ki; ‘İnne’ş-şirke le zulmün azim, Şirk büyük bir zulümdür’. Şirk ideolojileri insanlara zulmetmese bile laikliğin kendisi felsefe olarak Allah’ı hayata karıştırmayarak, Allah’ın hakkını gasp ediyor. Bu başlıbaşına zulümdür. Dünya Allah’ındır, insanlar da Allah’ın kullarıdır. Hiç kimse, Allah’ın dünyasında Allah’ın kullarına Allah’ın istemediği şekilde hükmetmemelidir. Bu, Allah’ın hakkını gasp etmektir. Hükmetmek Allah’ın hakkıdır. İnsanların Allah’ın hükümlerine aykırı bir şekilde hükmetmeleri adaletsizliktir. Adalet, herkesin hakkını kendine vermektir. Hükmetmek de Allah’ın hakkıdır. O zaman Allah’ın hakkı Allah’a verilmeli ve Kur’an’a göre hükmedilmelidir. Laiklik bunu kabul etmez. Bu yönüyle İslam’a taban tabana zıttır. Sorun buradan çıkıyor. Yani laiklik ilk olarak; Allah’ın hakkını gasp ediyor.

Allah’ın kitabını hesaba katmıyor, referans almıyor, Allah’ın ne dediğine bakmıyor. Bu, insanın haddini aşmasıdır. İkincisi; insanların dünyasını berbat ediyor. Çünkü insanlar insanı tanımadan kanun koyunca yanlış kanun koyuyor ve toplum bozuluyor. Suçlar her gün çoğalıyor. Bu topluma zulümdür. Laiklik, yanlış kanunlar ve eğitimler yüzünden dünyada huzursuz bir toplum ve devlet meydan getirmektedir. Üçüncüsü; laik sistemler günahları serbest bırakarak insanların ahiretini de berbat etmekte ve insanları cehenneme götürmektedir. Bunların hepsi zulümdür. Topluma dünyasını da ahiretini de kaybettirirseniz onlara zulmetmiş olursunuz. Dördüncüsü de; Laiklik diyerek dindarlara zulmetmek, başörtüsüne düşmanlık yapmak…bunlar da ayrı bir zulümdür. Siz,dördüncü çeşit zulümleri yapmayabilirsiniz ama ilk üç çeşit zulmü yapmış oluyorsunuz. Zalimce uygulanmayan laiklik doğru demek midir? Bunlar sadece zulmün bir çeşidine karşı gelmiş oluyorlar. Halbuki zulmün her çeşidine karşı gelmeliyiz.

Bazı insanlar, laikliğin en kötü şeklini gördükleri için ılımlı şekline razı oluyorlar. Atasözünde; “Ölümü göster ki sıtmaya razı olsun” der. Aynen öyle bize ölümü gösterip, sıtmaya razı ettiler. Müslümanlar artık katı laikliğe karşı ılımlı laikliğe razı olmuş durumdalar. Bu bir mağlubiyettir. Bu, İslam davasının bitmesidir. Davamız; İslam’ın hakimiyeti ve İslam Medeniyetini kurma davasıydı. İslam’ı, demokrasi ve laikliğe uyumlu gibi gösterirseniz, kendi medeniyetinizden vazgeçmişsiniz demektir. Demokrasi ve laiklik kabul edilirse İslam davası biter!
Davamız Allah’tandır. Onu terk etmek haram, değiştirmek ve başka ideolojilere teslim olmak ise ihanettir.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here