09.06.2018 Cuma Sabahı

Muhterem Hocamla Bu Cuma telefon görüşmem vardı. Kendisinden, sizler için nasihat etmesini istedim. Toplamda 10 dk.lık bir görüşmede sizler için güzel şeyler söyledi. Söylediklerini sizler için düzenledim.

(O, “Ben Alparslan Kuytul” ben de cevaben “ben Semra Kuytul” demezsem telefon bağlantısı sağlanmıyor)

Ben Alparslan Kuytul;

Nasıl olduğumu mu merak ediyorsun…

Bir sürü mektup geliyor, aşağı yukarı bu hafta 20 tane geldi, her hafta yaklaşık 15 tane mektup gelmeye başladı.

Onların birinde söylediği gibi “Hocam bu yola tek başına çıkmıştın, yalnızdın sonra Allah sana bir sürü dostlar nasip etti, arkadaşlar verdi. İnşallah bundan sonra da şimdiki yalnızlığımız devam etmeyecek” diyor. Bizde öyle ümit ediyoruz. Anlamayanlar anlamaya başlayacak, duymayanlar duymaya başlayacak, Tevhit anlaşılmaya başlanacak.

Şimdiye kadar ümmetimizin hali için, çaresizliği için, milyonlarca şehit için, yetim için ağladık şimdi buna ilaveten bize yapılan haksızlığa, zulme ve bir odada 130 gündür yalnız bırakılmaya da ağlıyoruz. Yüreğimizde ateş var. Önceleri gözyaşlarım sıcak akıyordu, artık ılık akıyor, bazen de serin akıyor, nasıl oluyor bilmiyorum..

Tesellimiz şu, bu gözyaşlarımızla yeni nesiller yeşerecekse Rabbimin yardımıyla acı çekmeye de ağlamaya da devam ederiz.

Eğer bizim yüreğimizin yanması başka yürekleri de yakacak ve uyanmalarına vesile olacaksa varsın yüreğimiz de yansın! Allah bir gün soğutur, O’na iman ediyoruz.

Aslında burada hiçbir şey insanın yüreğini soğutmuyor, sadece Allah’ı zikir.

Tüm arkadaşlar Allah’ı zikre alışmalılar.

Kadere iman ve Allah’ı zikir. 

Yani kader olduğuna inanmazsan dayanamazsın.

Hani birisi mektubunda yazmış; “Hocam sizinle ilgili bu durum besbelli ki göklerde alınmış bir karardır.” Çünkü terörle şunla bunla bir alakamız yok ama demek ki Allah bunda bir hayır murad ediyor. İşte buna iman etmek, insanı biraz rahatlatıyor. Yoksa suçsuz olduğun halde suçlanmak çok ağır bir şey!

Tüm kardeşlerimizin şunu bilmesi gerek, ne yaparlarsa yapsınlar, hangi zulmü yaparlarsa yapsınlar, hangi iftirayı atarlarsa atsınlar, Kur’an’ın elmas gibi olan hakikatlerini ve Tevhit davasını ölene kadar anlatmaya devam edeceğiz inşaallah.

Hiçbir zaman teröre bulaşmadık elhamdülillah! Bundan sonra da bulaşmayacağız.

İslam düşmanlarına boyun eğmedik bundan sonra da boyun eğmeyeceğiz!

Onlara itaat etmedik bundan sonra da etmeyeceğiz!

Radikal olmadık çok şükür, hep Rabbani olmaya çalıştık, İslam ahlakına sahip olmaya çalıştık, bundan sonra da Rabbani olmaya devam edeceğiz!

Peygamberimizin metodunu izledik, anarşistlik yapmadık, bundan sonra da O’nu izlemeye devam edeceğiz!

‘Allah’ın dünyasında Allah’ın dediği olsun’ dedik, güzel bir medeniyet güzel ve huzurlu bir toplum meydana gelsin dedik, onun mücadelesini verdik, yine vermeye devam edeceğiz!

Ben aranızda olsam da devam edeceksiniz, olmasam da.

Beni rahatlatan şu ki; çok şükür dinimiz hak, davamız hak, metodumuz hak ve alnımız da ak elhamdülillah.

Zulüm, sağlamları sağlamlaştırır, çürükleri de bitirir. Nasıl ki demiri döversen çelik olur, tahtayı döversen parçalanır.

Eğer biz demir olursak çelik olacağız inşallah. Tahta isek parçalanacağız.

İnşallah demir oluruz, çelikleşiriz.

Necip Fazıl’ın Cinnet Mustatili kitabını okuyorum. Son kısımlarında, ’80 şehit hatta geçmiş ve gelecekteki bütün şehitlerin kuvveti üzerimde toplandığı gibi’ diyor. Önceleri çok kötü günler geçirmiş, hele ilk hapse atıldığında sadece 36 gün yalnız kaldığı halde cinnet geçirecek hale gelmiş, ‘ruhen yanıyorum’ diyor ama sonunda çelikleştiğini, birçok şehit kuvvetine ulaştığını anlatıyor. İnşallah bizde de öyle bir faydası olur.

Peygamberimizin bir hadisinde musibete uğradığında sabredenin Allah şerefini arttırır” buyuruyor. Biz de bir haksızlığa uğradık eğer sabredersek Allah şerefimizi arttıracaktır.

Klasik bir söz var “her kışın bir baharı var, her gecenin de bir neharı var”. İnşallah biz onu bekliyoruz.

Mevlana diyor ya “Her şeyin üzerine gelip seni dayanamayacağın bir noktaya getirdiği zaman sakın vazgeçme! Çünkü orası gidişatın değişeceği yerdir.”

Bizde öyle iman ediyoruz. Şuan da dayanamayacağımız noktaya getirmeye çalışıyorlar ama eğer sabredersek inşallah bundan sonra gidişat değişecek!

Tüm arkadaşlara selamlarımı söyle…

Eşim Alparslan Kuytul ile

09.06.2018 Cuma günü

Bolu F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumundan yaptığım telefon görüşmesinden hazırladım.

Semra Kuytul

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here