semra kuytul provokasyon
Muhterem Alparslan Kuytul Hocaefendi’yi bekleyişin 6. gününde Semra Kuytul Hocahanım ve Rumeysa Sarısaçlı Hocahanım Furkan Vakfı operasyonundaki son gelişmeler ile ilgili bir söyleşi programı gerçekleştirdi. Semra Kuytul Hocahanım kendisine yöneltilen, “Bu yapılanların amacı ne?” sorusuna, “Gün sabır günüdür. Gün sebat günüdür. Gün birlik günüdür. Taşkınlık günü değildir” şeklinde cevap vererek önemli açıklamalarda bulundu.

Semra Kuytul Hocahanım’ın açıklaması şu şekilde;

Bizi Çizgimizden Çıkartmak İstiyorlar

Şu an hocamız içeride, henüz bir ifade vermedi. 6. gün bitti hala bir ifadeye başlanılmadı ve dava süreci de henüz belli değil. Onlara göre; Alparslan Kuytul Hocaefendi ve dava arkadaşları içeride, bizler de dışarda beklemekten yoruluyoruz. Ayrıca her gün iftira kampanyası tepemizde. Her gün yeni bir haberle sarsılıyoruz. Bir gün vakıfımıza kayyum atandığı bilgisi geliyor. İsim listeleri bize ajanslardan geliyor. Bir gün falanca derneğimiz arıyor “Kapatıldı” diyor onun ismi bize geliyor. Bir gün bir kardeşimiz arıyor, “Benim evim mühürlendi” diyor. Bizim de bu durumda “Yeter artık” deyip patlamamızı bekliyorlar. Ben bunu bu şekilde görüyorum, bir tahrik var. Tahrik ederek bizi çizgimizden çıkartıp aşırılaştırmak istiyorlar.

Hayal Kırıklığı Yaşadılar

Bize, “suç örgütüsünüz” diyorlar. Hocaefendi için suç bulamadılar, dışarıdan suç üretmeye çalışıyorlar. Yoksa bir insan neden evinden çıkartılsın? Bu kimin işine gelir? Bu, devletin işine gelmez, zulüm yapmak yetkililerin işine gelecek bir durum değil. Ama tahrik etmek suretiyle, taşkınlık yaptıracak. Biz de evi mühürlenen arkadaşın evinin önüne gideceğiz, eylemler yapacağız belki, polisle çatışmaya girip “kardeşimizi evinden çıkartamazsınız” dememizi istiyorlar. Şimdi ben, bunları düşünenlerin hayal kırıklığı yaşadığını düşünüyorum. Hocamız içeride ama dışarıda bekleyen onlarca insandan ses çıkmıyor. Bizim gibi sağduyulu insanlara işlemez bu taktikler. Biz sükûnetimizi koruyacağız. Hiçbir provokasyona da gelmeyeceğiz.

Öncü Nesil Sükûnetini Koruyor

Öncü Nesil; hareketli, gümbür gümbür bir nesil, herkes konferanslarımızdan bilir. Hocaları salona girdiği zaman gümbür gümbür ayağa kalkan bir nesil. Hocaları içeri girdi ses yok, taşkınlık yok. Müdahale edilecek bir zemin oluşturulmadı. Azami gayret gösteriyoruz, kardeşlerimizi yatıştırıyoruz. Provokasyonlara izin vermiyoruz.  Bu noktada bir de vakfa men kararı çıktı, yine ses yok. Öncü Nesil sükûnetini koruyor. İşte hemen bir kayyum atayalım, ardından o da yok. Falanca şehirden bir mühürleme, filanca şehirden bir mühürleme, yine ses yok. Tahrik devam ediyor. Bir kardeşimiz arıyor “evimizi mühürlediler” diyor, ya diyeceğiz ki bu kadar da olmaz. Evet bu kadar da olmaz amma başaramayacaksınız, biz bu tahrike gelmeyeceğiz. Elinden geleni ardına koymasınlar.

Öncü Nesil Geri Adım Atmış Değil

Zulme rıza göstermiyoruz, baş eğmiyoruz. Ama kanun böyle diyorsunuz ne yapayım? Karşısında yapacağımız hiçbir şey yok. Kanun böyle diyorsun, sen kanunu zulme dayandırıyorsan, benim bunun karşısında yapacağım bir şeyim yok. Biz de vatandaş olarak mecburen elimizden geleni yapıyoruz.

Biz çizgimizi koruyoruz, bizi bilen bilir.  Biz yıllardır kanunsuz bir şey yapmadık, illegal bir faaliyet yapmadık, her faaliyetimiz ortada, hepsi meşru zeminde. Şu anki tavrımız da aslında meşru zeminde, biz çizgimizi koruyoruz. Öncü Nesil susmuş, geri adım atmış değil…

Meşruiyet çizgisini aşmıyor. Yine aynı çizgimizi koruyoruz. Ben buradan kardeşlerimize de bunu duyurmak istiyorum. “Neden susuyoruz” gibi düşünceler şeytanın vesvesesi. “Bugün bir kardeşimiz geldi neden yürüyüşe çevirmiyoruz?” dedi. Ben de ona dedim ki, “burası yürüyüşün yeri değil” Tanıdığım daha önce gördüğüm birisi de değil açıkçası, belki de bir provokasyona getirmek istiyor. “Neden bir yürüyüşe çevirmiyoruz hocam neden daha geniş bir alana gitmiyoruz” gibi konuşarak beni tahrik etmek istiyor. “Ben sizi seviyorum takip ediyorum” diyerek bana fikirler vermeye çalışıyor. “Ben burası onun yeri değil” dedim. Biz şuanda protesto etmiyoruz. Bekliyoruz, protesto edecek bir durum yok. Bir süreç var bekliyoruz ve şu an bunun zamanı değil. Bir de böyle tahrik alıyoruz.

Beylerin olduğu taraftan birisi tekbir getiriyor, bakıyor kimse katılmıyor, susuyor ikiciyi getirmiyor. İstiyor ki herkes bir tekbir getirsin coşsun, taşkınlık çıksın. Taşkınlık çıkarsa emniyet güçlerimizde mecburen müdahale etmek zorunda kalacaklar çünkü orası onun yeri değil. Çatışma ortamının çıkması için sabrımızı o kadar zorladılar, o kadar ileriye götürdüler ki ama ben bu konuda kardeşlerimize söylüyorum; asla bunu geri adım olarak görmesinler, şu anda olması gereken bir şey bu …

Gün Sabır Günüdür, Gün Sebat Günüdür, Gün Birlik Günüdür

Bizim sabrımızı, sükûnetimizi, azmimizi, bağlılığımızı muhafaza etmemiz şu anda en önemli nokta. Buradan bütün kardeşlerime söylüyorum; ne olursa olsun sükûnetinizi bozmayın, sabrınızı sonuna kadar zorlayın, dişinizi sıkın. Dişiniz kırılsın ama sabrınız azminiz kırılmasın. Kardeşlerimiz sabırlarını elden bırakmasınlar. Gün sabır günüdür. Gün sebat günüdür. Gün birlik günüdür. Taşkınlık günü değildir. Hiçbir şekilde tahrike gelme günü değildir. Sabrımız ve sebatımız, tahriklere gelmeyişimiz çok önemli.

 

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here