Bilindiği üzere Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin sevenleri ve talebeleri, haksız tutuklamalara karşı, 94 gündür her sabah düzenli olarak özgürlük yürüyüşleri gerçekleştiriyor. Adana’da başlayan ve Türkiye’nin çeşitli illerine dalga dalga yayılan özgürlük yürüyüşleri vesilesiyle Furkan gönüllüleri bir taraftan halkla bütünleşerek haklarında oluşturulmaya çalışılan olumsuz algıların önüne set çekiyor, diğer taraftan ise attıkları her bir adımla Müslümanların zulme karşı tepkisiz kalmayacaklarını gösteriyorlar.Ancak adalet ve ÖZGÜRLÜK için başlatılan yürüyüş, ilk günden itibaren sık sık polis  engeline takılıyor. Yürüyüşe katılanlar kimlik kontrolünden geçiyor, ayrıca yürüyüş sonrası birçok kişi ifade vermek için emniyete çağrılıyor. Son olarak da özgürlük yürüyüşüne katılan sevenler hakkında mahkeme açıldı.

Semra Kuytul Hocahamım özgürlük yürüyüşleri hakkında açılan mahkeme hakkında şu şekilde açıklamada bulundu;

“Bildiğiniz gibi 3 aydır Adana ve Ankara gibi bazı illerde her gün, bazı yerlerde de ara sıra arkadaşlarımızla çıkıp atkılarımızla yürüyerek yaşadığımız haksızlığa farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz. Yürüyoruz. Bu süreçte çeşitli olaylar yaşadık. Bizim bu hukuksuzluğu dile getirmemizden, ona dikkat çekmemizden rahatsız olanlar bırakın yürümeyi adım atmamıza izin vermek istemediler. Bunun için çeşitli engelleme yöntemleriyle karşılaştık. Yine bildiğiniz gibi bu yürüyüşler, konvoy ve bisiklet turları gibi etkinlikler sebebiyle birçok arkadaşımız gözaltına alındı, haklarında tutanak tutuldu, ceza kesildi ve mağdur edildi. Bende bu yürüyüşler sebebiyle Bolu’da 2 defa gözaltı yaşadım, Adana’daki tutanaklar sebebiyle toplamda 7 defa ifade verdim.

Bizim bu hukuksuzluğa ses vermememiz için gelen talimatın ne kadar ciddi olduğunu anlayabiliyorum, yapılan engellemeler bu yüzden ama bu durum yapılanın hukuki olduğunu göstermediği gibi aksine hukuksuzluğunu ispatlıyor. Ama durum, yaşadığımız böylesi trajikomik olaylarla kalmadı birde bu haksız gözaltıları mahkemeye taşıdılar.

Ben beraberimdeki 5 kişi ile birlikte 30.10.2018 tarihinde Bolu’da ikinci kez gözaltına alınmıştık. O olay sebebiyle mahkemelik olmuşuz. Yine Adana’daki bir yürüyüşümüz sebebiyle tutulan tutanaktan bize dava açtılar. Ben hala anlayamıyorum, hadi gözaltına alıyorsunuz, tutanak tutuyorsunuz: ENGELLEMEK, DURDURMAK için, peki mahkemeyi hangi kanuna dayandırarak açtınız!

Ama iyi olmuş biz emniyet mensupları ile anlaşamıyoruz, gerçi onlarda yaptıklarının hukuki olduğunu iddia etmiyorlar da bir de hâkim baksın bu konuya. Bakalım o ne diyecek!

Mesele konuyu mahkemeye taşımaya gelirse onların elinde bir malzeme varsa biz de çok var. Bizzat o kimden olduğu söylenmeyen ama bilinen talimat sebebiyle emniyet mensuplarının bize yaptığı hukuksuzların sayısını hesabedemeyiz. Ama mahkeme hesabını görür. Biz de bu vesile ile mağduriyet yaşayan tüm arkadaşlarımıza hatırlatıyoruz. Artık isteyen herkes ince ince düşünsün ve bu süreçte yaşadığı küçük büyük tüm mağduriyetleri savcılığa taşısın. Madem öyle, işte böyle o zaman!

Anlayacağınız daha gözaltı sebebimizi anlayamadan bir de mahkemelik olduk.

Neden gözaltına alındığımızı neden hakkımızda dava açıldığını hukuki olarak anlayamadık asla anlayamayacağız. Ama siyasi olarak sebep belli: Susturma çabası!

Bu konuyla ilgili attığım twtlerde de yazmıştım. Memleket sessiz sedasız bir Ortadaoğu ülkesi olmaya doğru gidiyor. 3 kişi bir araya gelse yürüyemeyecek! 15-20 kişi bir araya gelip yasal hakkı olan basın açıklaması yapamayacak!

Biz bu yaptıklarımızla suç işlemiyoruz. Bir memleketin can damarı olan ÖZGÜRLÜK RUHUNU diri tutmaya çalışıyoruz. Bu yaptığımızdan ancak memleketi köleleştirmeye çalışanlar rahatsız olurlar. Bir ülkede insanlar hakkını aramaktan, haklıya sahip çıkmaktan korkmamalı!”

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here