Alparslan Kuytul Hocaefendinin Yaşadığı Hukuksuzlukları Gündeme Taşıyan Hakkaniyetli Tüm Kişi, Kurum ve Medya Kuruluşlarına:
Alparslan Kuytul Hocaefendi, 18 aydır cezaevinde tutularak sistematik bir şekilde susturulmaya çalışılıyor. 312 gün boyunca tecrit altında psikolojik işkenceye tabi tutulan Hocaefendi, tahliye günü (25 Ocak 2019) yapmış olduğu konuşmada, dosyanın ‘suç dosyası değil sus dosyası’ olduğunu söylemiş, yapılmaya çalışılan tüm yıldırma ve yıpratma girişimlerine rağmen susmayacağını ve yanlış giden statükoya boğun eğmeyeceğini dile getirmişti.
Bunun üzerine tahliyenin hemen arkasından bir kez daha tutuklanarak cezaevine gönderildi. (Yanlışlara) muhalif ve eleştirel duruşunda herhangi bir taviz verdirmeyi başaramayanlar, son günlerde kısıtlamaların ve yasaklamaların dozunu arttırarak zulmetmeye devam etmektedirler.
‘Dışarıya talimat verdiği’ gerekçeyle ailesiyle telefon görüşmelerine süresiz yasak getirilmesi ve aynı gerekçe öne sürülerek açık-kapalı görüşlerinin kısıtlanması, 15-16 yaşlarında bulunan kızlarına dava açılması, ülkemizde muhalif-eleştirel seslere olan tahammülsüzlüğünün boyutunu bir kez daha gözler önüne sermektedir.
Sözüm ona(!) medyanın, Alparslan Kuytul Hocaefendi ve Furkan Vakfı’na yönelik operasyon öncesi ve sonrasında, sistematik bir şekilde yapmakta oldukları karartmalar, çarpıtmalar ve iftiralar sonuçsuz kalmakta, hakkaniyetli ve zulmü duyurma çabası içinde olan kişilerin ve kurumların varlığı, manipülatif girişimlerini ve oyunlarını bozmaktadır. 18 ay boyunca başta Semra Kuytul Hocahanım olmak üzere Furkan gönüllülerinin verdiği ‘adalet ve hak mücadelesi’ vicdan sahibi her kesimden kişilerin dikkatini çekmiştir.
Furkan gönüllüleri olarak bilhassa Alparslan Kuytul Hocaefendinin son zamanlarda yaşamış olduğu ‘en tabii haklarının dahi sınırlandırılmasını’ konu alan ve bu hukuksuzlukları gündeme taşıyan hakkaniyetli tüm kişi, kurum ve medya kuruluşlarına, teşekkürü bir borç biliriz.
Bu zorlu süreçte adeta ‘iğneyle kuyu kazarcasına’ oluşturulmaya çalışılan tüm algı operasyonlarına rağmen, hakkın-haklının yanında taraf tutarak sesimize ses katan Ömer Gergerlioğlu Beyefendi’ye, Büşra Cebesoy Hanım’a ve Medyascope kanalına, Av. Mehmet Ali Başaran Beyefendi’ye, Mustafa Deniz Beyefendi ve tüm Tv5 çalışanlarına teşekkürlerimizi sunarız.