Furkan gönüllüleri, 5 buçuk aydır her çarşamba günü ‘Alparslan Kuytul Hocaefendi ile aynı saatte çay-kahve içme etkinliği- düzenleyerek ülkemiz çapında zulme ve haksızlıklara karşı farkındalık oluşturmaya devam ediyor.
Tüm ömrünü mazlum ümmetin kurtuluşuna adayan Muhterem Alparslan Kuytul Hocaefendi, 321 gündür haksız ve hukuksuz bir şekilde Bolu F Tipi Cezaevinde tutuklu yargılanmaya devam ediyor. Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin talebe ve sevenleri ise 22 Ocak mahkemesine son 30 güne girildiğinden bu yana etkinlik ve faaliyetlerini arttırarak yapılan hukuksuzluklara seyirci kalmayacaklarını bir kez daha tüm dünyaya göstermiş oluyorlar…
Kur’an öğretimi yasakmış! 1940’ları yaşıyoruz!
Ayrıca geçtiğimiz günlerde Ankara Sincan’da, 5–6 komşunun çay içip sohbet etmek için toplandığı bir eve Kur’an öğretiliyor gerekçesi ile ihbar üzerine polisin geldiği öğrenildi. Evde bulunanlara kimlik kontrolü yapan polisler Kur’an öğretmek suçmuş gibi muamelede bulunarak ev sahibini ve misafirlerini; “Bir daha Kur’an dersi yapmayın soruşturma açarım” sözleriyle tehdit etmişti.
Semra Kuytul Hocahanım ise Twitter hesabından şu sözlerle tepkisini ortaya koydu;
-Türkiye’de kovboyculuk oynamak isteyenler yine iş başında sanırım. Olayın pilot bölgesi ise Sincan! Alış-veriş yapan bayanların gözaltına alındığı Sincan’da şimdi de eve müdahale! Vallahi pes.. 5-6 komşu bir araya gelip evde çay içerken kapıya gelen polis ihbar var diyor…
-Evde çocuklara Kur’an öğretiyormuşsunuz!! diyor. Evdeki misafirlerin sayısını ve kimliklerini istiyor. Sonra başlıyor evde İslam’ı anlatmanın suç olduğunu anlatmaya, bunun sadece ihtar olduğunu bir dahakinde ev sahibine soruşturma başlatılacağını söylüyor..
-Sonra kapıda “evlere giriş-çıkış duasının yazılı olduğu Furkan vakfı amblemli yapıştırmayı” göstererek, Furkan Vakfı zaten sıkıntılı, böyle yerleri tavsiye etmem diyor. Bu ne ilgidir vatandaşla! Tehlikelerden(!)korumak için! Ne yapılmaya çalışıldığının sonuna kadar farkındayız!
-Evde Kur’an öğretmenin 1949’un kanunu ile yasak olduğunu biliyoruz ve bu bahane ile evimize gelen misafirlerin korkutulup tedirgin edilmeye çalışıldığının da farkındayız. Ayrıca 1949’un şapka kanunu da hala devrede! Yakında kapımıza şapka takmıyorsunuz diye de gelecekler!!!
-Özgürlük naralarının atıldığı o günlerde kanunlar baskıya sonuna kadar açık bırakılmış ne hikmetse!!! Bu bayanlar aralarında sohbet ediyormuş ama velev ki Kur’an öğretsin! Bu memlekette kimse kendi çocuklarımıza Kur’an öğretmemizi yasaklayamaz!
-Kur’an Allah’ın kitabıdır, okurum da öğretirim de! Ayrıca burada hedefin “Kur’an Eğitimi” olmadığını elbette biliyorum. Baskıyı evlere kadar indirmek isteyenler geldiğimiz bu durumdan utanmalılar!! Memlekette “diktatörlüğe hayır” demeye devam edeceğiz! Pes yahu!
-Düşündükçe aklım almıyor! Polis(!)benim evimdeki misafiri hangi hakla tedirgin eder, komşumun benden uzaklaşması için, gayret sarfeder! Soruşturma açacakmış! AÇSIN! Evde dedikodu yapan kadınlara da aynı muamele var mı? EVDE DEDİKODU YAPMAK SUÇ DEĞİL EVDE “ALLAH” DEMEK SUÇ MU?
Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin bu konu ile ilgili 6 Ocak 2017 tarihinde yapmış olduğu açıklama görmek için tıklayınız;
https://alparslankuytul.com/2018/kuran-ogretimi-yasakmis-1940lari-yasiyoruz.html
Etkinlik boyunca Hocaefendi’nin talebe ve sevenleri, #ZulümBiteneKadar etiketini başlatarak, yargısız infaza bir an evvel son verilmesini, aynı zamanda son yıllarda cemaatlere ve İslami faaliyetlere artan baskının bir an önce son bulmasını talep ederek 1949 yılında çıkan kanunun hala yürüklükte olmasını ve buna bağlı olarak kuran öğretiminin yasak olmasını şiddetle kınadılar.