Alparslan Kuytul olmak zor zanaat!
Görülmeyeni görmenin suç olduğunu, söylenmeyeni söylemenin tepki alacağını bile bile konuşmak!
Yunus misali bana sus diyorlar ne yapayım öleyim mi? Ölüler konuşmaz diyerek yanlışlara sessiz kalmamak!
“Suçum, senin görmediğini görmek, anlamadığını anlamaksa ne yapayım suçluyum. Elimde değil!”
Kimsenin sahip çıkmayacağını bile bile kimseye değil sadece yüreğine güvenerek yola çıkmak,
Sadece yüreğine, yüreğindeki imana, cesarete, doğrulara güvenerek yola çıkmak,
Haksızlıklara tahammülsüz olmak, yanlışlara göz yumamamak, ‘bana dokunmayan yılan bin yaşasın’ diyememek vallahi zor zanaat!
Düşmanlarının namert, dostlarının zalim ya da korkak olması ne de zormuş!
Anlaşılmamak, anlaşılamamak!
Gece gündüz hakka sahip çıktığın halde sahipsiz kalmak!
Hakikate âşık, zalimlere hasım olmak,
Beklentisiz olarak da değil zulme uğrayacağını bile bile yine de doğru bildiğine sahip çıkmak ne de zor!
Ya birde;
Haksızlıklara susmanın acziyeti,
Zulme rıza göstermenin iç yangını
Menfaatlerini kaybetme endişelerinin iliklerini dondurması,
Mazlumlarla değil de zalimlerle beraber olmanın kâbusları,
Hatta sustuğun haksızlığın sana dönüş yapması, körüklediğin ateşin gelip seni de yakması korkusu
Dün doğruları satanların bir gün gelip seni de satmasının tedirginliği ile yaşamak…
Hangisi zor zanaat bilemedim şimdi…
AMA…
“Her zorlukla beraber bir kolaylık var” buyuruyor Kuran-ı Kerim,
Önceleri zor zanaat olarak görünen bu işler birden ferahlık vermeye başlar kalbe..
Doğrulara sahip çıkmanın ferahlığı,
Yanlışlara susmayarak günahlara ortak olmamanın temizliği,
Zulümlerle mücadelede elinden geleni yapmış olmanın iç huzuru,
Tarafını belli etmenin netliği,
Şahsiyetini bulandırmamanın duruluğu,
Karakterli dik duruşun asaleti ile
Vallahi ne de güzelmiş! Kafanı yastığa koyduğunda parmaklıklar ardında bile olsan vazifeni yapmış olmanın rahatlığı
Hayatı kolaylaştırıyor insana… Kuş gibi hafif hissettiriyor kendini…
Çok Da Sahipsiz Kalmıyorsun Aslında
Evet, bir takım hesaplarla birileri sahip çıkmasa da,
Emin bir insan görmek isteyen,
Dik duruşa hasret kalmış,
Yiğitçe haklarına sahip çıkacak bir ses arayanlara umut,
Güvenebileceği bir dayanak arayanlara destek,
Sessiz yığınlara ses oluyorsun önce..
Sonra onlar sana ses vermeye başlıyor birden bire..