Akp Döneminde Türkiye’de Gidişatın, Göründüğünün Tam Aksine Olduğuna Uyanış Başladı Mı?

Bugün sabah Tv kanallarından köşe yazılarını dinliyorum. Onlar AKP’ye şaşıyor ben onlara şaşıyorum. Siyasi gazeteciler paparaziler kadar bile olamadılar. Onlar, bir sanatçının 10 sene önce giydiği elbiseyi bulup ‘bugün de aynısını giydi’ diyor, bunlar 15 yıldır ara ara ama sürekli giyilen kıyafeti tanımıyor. Siz de tarihe bu kırık not ile geçeceksiniz!

Alparslan Kuytul Hocaefendi yıllardır söylüyor ‘AKP’ye bindiği dalı kestiriyorlar’ diye… Şimdi sağ kesimden birçok kişi konuşmaya başladı: Etrafı boşaltılıyor, bindiği dal kestiriliyor, yalnızlaştırılıyor…

Artık puzzlenin eksik parçaları epeyce tamamlanınca herkes olayın gerçek yüzünü görmeye başladı. Hem sağdan hem de soldan…

Sol kesim feryat ediyordu, Türkiye’ye şeriat geliyor diye… Sağ kesim ise ‘gidişat iyi, müftülere nikâh kıyma yetkisi’ bile verildi diye oturmaya devam…

Fakat asıl portrede Türkiye’de gerçek İslamcılık bizzat AKP eliyle bitiriliyor; İslamî faaliyetler kısıtlanıyor, konferanslar vb etkinlikler yasaklanıyor, Televizyonlara, medyaya bu konuda da baskı uygulanıyor. Kur’an öğrettiği gerekçe gösterilerek dernek ve öğrenci evlerine müdahale ediliyor… Üç kişi bir araya gelip “Allah” demekten korkar hale gelmiş, tıpkı tarihimizdeki malum dönemde olduğu gibi… Ama İmam Hatipler açık ya! Başörtüsü serbest! Bir de müftülere nikâh kıyma yetkisi verildi! TAMAM İŞTE! Yerinize oturabilirsiniz! İslam geliyor!

Bu müftülere nikâh kıyma yetkisi tartışması esnasında, ben o zaman da sokaklara dökülenlere, ‘buna gerek yok’ demiştim. Twitterda yazdım: Bunda korkulacak bir şey yok! Bunun gibi konular gündeme atılarak Müslümanların gözü boyanıyor sadece..

Hem bu abartılacak bir durum değildi; Belediye memuruna, muhtara verilen yetkinin aynısı müftüye de verildi… Sanki müftüye özerklik verilmiş gibi büyüttüler.

Hem de bu size karşı atılmış bir adım değil İslami kesime atılmış bir yemdi. Uyumaya devam etmeleri için bir ninni daha yani.

İslami kesimde o kadar kronikleşmiş bir uyku hali söz konusu ki; elimizdeki değerler teker teker alınıyor, tam uyanacakken emziğine bir damla şire sürülünce uyumaya devam eden bebek gibi uyumaya devam ediliyor. ‘Vardır bir bildiği’ sihirli cümle! Koskoca Cumhurbaşkanı her adımında mutlaka bir hesap yapmıştır.

Aslında uyumak isteniyor! Kimsenin uyanıp da gerçekleri görmeye cesareti yok! Çünkü gerçekleri görürse başına iş çıkacak! Mesuliyet yüklenecek! Rahatı bozulacak! Hani denir ya; uyuyan insanı uyandırmak kolaydır ama uyuma numarası yapanı uyandırmak zor diye!

Bundan 5 sene önce Ortadoğu’ya Laiklik tavsiye edildi, her iki tarafta olaya takiyye olarak baktı. Her iki taraf da o kadar ön kabullüydü ki kimseyi inandıramıyorlardı. Solcular da sağcılarda takiyye yapılıyor sandılar. Ya da anlamazdan geldiler. Hâlbuki olay gayet açıktı.

Mavi Marmara’da ‘bana mı sordunuz’ U dönüşünü ilk duyduğumda ‘herhalde bu defa’ anlaşıldı dedim. Çünkü bu defa olay daha da açıktı. Müslümanların kanı, hatta Filistin davası İsrail’e satıldı. ‘Babadır isterse sever, isterse döver’ dediler. Baba gibi hatta babalarından daha çok güvendiler… Sonra İslami konferanslara kapalı spor salonları verilmemeye, düğün salonu sahipleri ve televizyonlar tehdit edilmeye, konferanslar yasaklanmaya, İslami faaliyetler engellenmeye başlandı. Hatta bu İslami faaliyetleri tırpanlama durumuna direnmek istediğimizde bize yapılan acımasız polis müdahalesine tüm Türkiye şahittir.

Sonra, Coca Cola fabrikasının açılışı yapıldı. Bir kesim yine ‘vardır bir bildiği, bu defa da İsrail’e ders veriyoruz’ derken sol kesim yine mana veremedi yine göremedi sadece ortadaki tezatla takdire şayan(!) bir şekilde alay etti.

Bugün Anıtkabir’e davetler gerçekleşince yine şaşırıyorlar…  İlginç gerçekten!

Yeni Mi Anladınız!

Kalplerini bilemem ama çizgileri zaten yıllardır laik çizgiydi. Daha ilk günlerinde Tayyip Erdoğan üzerinden milli görüş gömleğini çıkardığını söylemedi mi? -Ki Milli görüş gömleği İslamcıydı- Mısır’a Laikliği tavsiye etmedi mi? Televizyonlarda laiklik üzerine demeçler vermedi mi, bir Müslüman’ın laik devleti idare edebileceği söylemedi mi?

Şu anda Türkiye’de, Cumhuriyetin ilk yıllarında olduğu gibi hala Kuran öğretmek kanunen yasak değil mi?

İmam Hatipler açık ama laik talebe yetiştiriyor İslamcı değil! Sadece başlarına takılan başörtüsünden mi bu kadar korkuyorlar. İmam Hatiplerde, o başörtülerin altına laik bir zihniyet yerleştirme gayreti var hâlbuki.

AKP’nin Atatürk üzerinden yürüyüşüne aydın gazeteciler(!) şaşırmış-sevinmiş gibi yapıyorlar. Hâlbuki dün laikliği tavsiye edenlerin bugün Atatürk’e saygı duruşuna davet etmesinde şaşılacak ne var? Gerçekten yeni mi fark ettiniz? Yoksa Müslümanların rahatlarını bozmamak için anlamazdan gelmeleri gibi siz de muhalefeti bozmamak için anlamazdan mı geldiniz?

Köşe yazılarında; birileri ‘yanlış mı görüyorum’ derken diğerleri, ‘durum sevindirici’ diyor… Herkese günaydın! ‘Atatürk’ün sadece adını değil fikrini de kabul etmeleri lazım’ diyenlere ise ‘pes’ diyorum. Zaten bu ülkede önce laiklik kabul edildi sonra Anıtkabir’e yürüyüş gerçekleşti, siz hangi memlekette yaşıyorsunuz!

Aydın olmak uzak görüşlü olmayı gerektirir. Resmin tamamı ortaya çıktığında zaten çoban da meseleyi anlıyor.

YA DA

Yoksa (zaten uyanmamakta direnen) İslami kesimi uyutabilmek için bir danışıklı dövüş mü vardı?

Sanki bu danışıklı dövüş hala devam ediyor! Şaşırma numaraları da bunu gösteriyor…

AKP yapması gerekeni(!), sol kesim de yapması gereken muhalefeti yaparken gerçekten atı alan Üsküdar’ı geçiyor.

Belki bir kısmı bu danışıklı dövüşün içindeydi ve gerçeği örtmeye, uyuyan milleti uyandırmamak için olayı çarpıtmaya çalıştı; safı oynadı! Diğer kısmı da gerçekten saftı. Ya da bu durumu garipseyen bazıları “milletin delisi ben miyim? Büyüklerimizin konuşmadığını ben mi konuşacam! deyip susmayı, görmezden gelmeyi tercih etti. Ya da herkes susturuldu…

Maşaallah!

İslami kesim de uyanmamış rolünü iyi oynuyor. Aman rahat bozulmasın! Yine ‘vardır bir bildiği’ diyelim rahat edelim. ‘Belki bu AKP’li Belediyeler Anıtkabir’e Erdoğan’dan izinsiz, ücretsiz otobüsler kaldırmıştır ve pankartlar açmıştır. Erdoğan aslında buna izin vermemiştir de kendisi de zaten mecburen gidiyor’ dediklerini duyar gibiyim.

Veya bu da laikliğe vurulan gizli bir darbe olsa gerek! Nasıl ki Coca Cola fabrikasını açarak İsrail’e kuvvetli bir darbe vurduk, aynı onun gibi! Hatta biz Rus uçağını düşürürken Rusya’nın feleğini şaşırtmıştık, sonra özür dilerken ise asıl darbeyi vurduk. Almanya’dan, Hollanda’dan kovulurken ise mehterle çıktık. Şimdi Anıtkabir’e de mehterle yürürüz, sorun yok! Zaten biz tüm sorunları mehterle aştık…

Ya Doğu Perinçek!

Doğu Perinçek de Türkiye siyasetinde harcanıyor, kimse kıymetini bilmiyor!

Olaya bir de onun açısından bakınca alınması-kırılması gereken bir durum var ortada. Adam bas bas bağırdı: “AKP bizim cephemize geldi biz ona değil, bu ülkenin geleceğinde Müslümanlara yer yok, Erdoğan Kemalist oldu” diye ama kimse onu duymadı.

Doğu Perinçek her fırsatta gerçek projeyi açık etmek istedi; ‘bu ülkede iş başında olan biziz’ demenin yollarını aradı. Bu açık ifadelere rağmen ne sağ kesim ne de sol kesim onu dikkate aldı! Herkes duymazlıktan geldi. Hatta Almanya’ya, Amerika’ya ‘EYYY’ diyen Cumhurbaşkanı ‘Eyy Perinçek! Sen ne diyorsun böyle’ demedi. Sanki bu ülkede böyle biri yok gibi davranıldı.. Her ne kadar Doğu Perinçek kendini göstermeden duramıyorsa da kimse onu görmedi, göstermedi. Belki kendisi bile çok görünmek istemedi. Oyun bozulmamalıydı çünkü…

AKP’nin Bindiği Dal Müslümanlardı

Alparslan Kuytul Hocaefendi, ‘AKP’ye bindiği dal kestiriliyor’ diyordu. Bununla hem AKP’lilere hem de İslami kesime uyarı vermeye çalışıyordu. Ama ne AKP uyanmak istedi ne de İslami kesim!

Müslümanlar ‘kesilen dalın kendileri olduğu’nun farkına varmak istemediler. Evet, AKP’ye bindiği dalı kestirmeleri AKP’nin bir gün düşeceğinin göstergesiydi ama bir de kesilen bir dal hatta gövde söz konusuydu: Müslüman cemaatler ve İslami faaliyetler! Maalesef onlar kendilerinin yükselişi (ya da her ne ise o menfaatleri) uğruna Türkiye’de zaten düşe kalka ilerleyen İslami faaliyetleri kurban ettiler… Çok yazık ettiler. Hem kendilerine hem de Müslümanlara…

Birçok cemaat ve büyük bir çoğunluk Müslümanlar ise korkaklık ve menfaatperestlikten kaynaklanan sessizlikleri ile tarihe geçtiler. Geçmiş olsun…

Bu arada bütün yaptıklarına rağmen kendisinden razı olunmadığını gören AKP muhtemelen son çareyi Anıtkabir’de buldu. ‘İnanmıyorsunuz ama biz gerçekten Atatürkçüyüz, bizden vazgeçmeyin’ demek istedi belki de… ‘Biz bu sistemin aradığı adamlarız, İslamcı falan değiliz’ diye seslerini yükseltmek istediler ama ne oldu?

Bu defa durum farklı oldu: gördüler ve millete gösterdiler. ‘AKP çizgiden kaydı’ demenin vakti geldi…

Peki, Şimdi Ne Oldu Da Sukut Orucu Bozuldu

Peki şimdi ne oldu gerçekten.. Bunca yıldır safa yatanlar neden uyandı. Dün Ortadoğu’ya açıkça laiklik tavsiye edilirken, laiklik üzerine açık demeçler verilirken görmeyenler bugün görüyor ve herkes çarşaf çarşaf yazıyor…

Neden? Ne oldu da sevinç çığlıkları izhar oldu!

Yoksa bu defa kalem aleni olarak mı kırıldı. Yani bundan sonra bu ülkede Erdoğan ve Ilımlı İslamcılara ihtiyaç kalmadı mı? “Yapılan yapıldı, Irak ve Suriye projesi sonuçlandı, koskoca bir kitle uyutuldu. Müslümanlar laik ve demokrat yapıldı. Hatta demokrasi nöbeti bekletildi. Konuşanlar, bu millete ders veren hocalar sustu. Millet korku psikolojisine girdi kitap defter bırakıldı, artık size gerek kalmadı” mı diyorlar… Bu arada AKP de Atatürkçü çizgiye geldiyse ve Anıtkabir’e çıkartma yaparak bunu ilan ettiyse artık onlara gerek var mı?

Bu ülkede bu kadar Saf Atatürkçü varken Çakmalarla yola devam edilecek değil elbet! Tabi ki bilmiyoruz… Bekleyip göreceğiz…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here